Karşımıza erken çıkmış insanları yolun dışına sürerken; bir gün geri dönüp, onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize. Tersine, çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı firsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir, hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün.. Bir akşam üstü yanımızda kimsecikler olmaz ; Ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir demiş, Murathan MUNGAN...
Hayatın zalimliği, toyluk zamanlarını geri döndürebilmenin veya hazmedebilmenin bedellerini göze alamayip, kalabalık bir yalnızlığa, veya boşvermişlikle büyüyen bir kaosta buluvermemeli insan kendini.. Kendine durust olmalı.. veya yaşanmışlıklarıyla mutlu olmalı.. belki hep toysunuz.. toy kalacaksınız.. belki de buyuyeceksiniz.. belki de buyuyup kocaman olmusken, bile bile toylukta yapacaksınız.. Her tarafı doğru bir hayatın neresinden zevk alacağız peki.. bilmiş bilmiş kendimizi takdir mi edeceğiz.. hatalarına gülebilmenin zevkini neresinde çıkaracağız hayatın? Veya nasıl anlayacağız bizim için "doğru"yu..
Resmi adını ukte koydum kaçırılmışlıkların.. hala daha "yanlış"ların.. hala daha yasakların.. çocukluğumun şekerleri gibi zararlıların.. canım çektikçe aklıma gelen anne azarlarının eşliğinde burukta olsa gülümseyebiliyorum onlara.. ulaşamadıklarım.. dayanamadıklarıma.. Ben hala pembeyi seviyorum, hala ne zaman durmam gerektiğini bilemiyorum.. hala aşkı anlamıyorum.. hala cilekli bisküvi gordugumde, cebimdeki parayi hesaba katmadan kendimi yerken buluyorum.. Hala yalnızlığımı özlerken, o derin sessizlik başladığı anda birşeylere sarılıyorum.. Hala toyum.. Sırf büyüdüğümde, hayatıma bakıp bakıp gülebilmek için toy kalacağım diyorum bende..
2005
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder